3 Eylül 2007 Pazartesi

Kırmızı Butona Basmamaç

Iamboredr'da gördüm ve görmeyen kalmasın istiyorum. Beceriksiz olduğumdan embed de edemedim (embed edememek, hem de dedeman otelinde.), o yüzden direktoman link vereceğim. Neymiş, "kırmızı butona basmayın". İnsanın basası geliyor tabi, hem işim gücüm gücüm yok, hem de sen "basma" diyosun. Basıyorum. Basmayın.

4 yorum:

Ayça dedi ki...

Şimdi bu yorum olgusu şöyle bişey: Bakıyorum blog'a, "hiç yorum yok". Bunu görünce üzülüyorum biraz. Bir başka durumda, bakıyorum, "3 yorum var":

Bütünbloggerlarkardeştir:

Ahehahaey, ilahi, süpersin, nerden buluyosun bu lafları, hep böyle ol, mutluluk yağmurunda şemsiyesiz kal :))))))))))9999999

İlkkezgeldimbeğendimamadiyecekbirşeyimyok:

Yazı çok güzel, elinize sağlık.

Kendimdenbahsetmeyedoyamıyorum:

Ayy bana da bi kere öyle olmuştu, çok acayip bişey, ne yapıcağımı bilemedim, inanır mısın oracıkta yığılmış kalmışım. Bi keresinde de şey olmuştu, çünkü süper ilginç bir hayatım var, hayal bile edemezsin, orda da şöyle olmuştu..


Yorumları gördüğümde çoğu zaman ne cevap vereceğimi bilemiyorum. Yalnızlıktan boğulduğum anlarda "Çok teşekkürler ;)))9" gibi şeyler yazabiliyorum; ancak genel olarak hakkaten ne diyeceğimi bilmiyorum. Boş bırakıyorum. Yorum yazan kişiler, sizler "beni takmayanı ben hiç takmam ulan" düsturuyla bir daha bu sayfaya gelmemeye and içiyor, kutsal kitapları öpüyor olabilir; ama ne yapayım? Siz yazın normal, her zamanki gibi, "süpermiş :))))))" yazın, aklınıza ne geliyosa elbette yazın (sanki buna bişey diyebilirmişim gibi). Ben yazmam çoğu zaman cevap, ama okuyunca, yorum bırakıldığını görünce seviniyorum. Valla. Hepinizi öptüm.

Tolga Darcan dedi ki...

"Döngü bizim işimiz."

Goddess Artemis dedi ki...

"Algıda seçicilik" böyle bir şey olmalı: Bu yazıyı ve resmi gördüğüm andan itibaren, içimde herhangi bir biçimde, butona basma isteği uyanmadı. Japonya'nın bayrağına neden basmak isteyeyim ki? ;o)

Ayça dedi ki...

Eheheh, o da doğru aslında :)